maumau
x
sanatçı iş birlikleri
sanatçılarımızla yatay, diyaloğa, iletişime dayalı bir ilişki kurarak onların gereksinimleri, hayalleri doğrultusunda hareket ediyoruz. sanat üretimi için proje geliştirme, sergileme, işleri doğru mecra ile buluşturma, değer analizi, kataloglama gibi süreçleri birlikte yürütüyoruz.
sanatçının ve eserinin hikâyesine hâkim olmak, içselleştirmek, onu sanatsever/koleksiyoner ile buluştururken bizi iyi birer anlatıcı kılıyor.
fulya çetin
''Çalışmalarıma konu olarak her yeri seçerek, her yere yönelerek hissettirmek istediğim duyguyu en iyi anlatabilecek, izleyeni benim dünyama çekecek imgelerden oluşturuyorum. Bu imgeyi bazen tuvale yağlı boya ile, bazen tülbent üzerine mürekkeple, bazen kağıda, bazense vizörden bakarak fotoğraf ve video tekniği kullanarak aktarıyorum. Her sergide farklı medyumları bir araya getirerek izleyenleri kelimelerin, seslerin, imgelerin daveti ile dünyamın içine alıyorum. İçerideki- içimdeki bu dünyada vicdan ve adaleti talep eden bir kadın gözü ile nesneler, yaşadığımız bu toplumda tanık olduğumuz zamanlara ait çağrışım yapan imgeler, tahakkümün türlü türlü kılık değiştirmiş halleri bulunuyor.
Çocuk parkları, usul sahil kenarları, terk edilmiş eşyalar işlevleri ile dünyamızda var olurken bomboş bir askı sırasının ya da terk edilmiş pabuçların zihnimizde uyandırdığı şey olan hüzün, geçmiş ve hatıraya odaklanıyorum.
Tozun dumanın arasından zarar görmeden uçarak geçen kırılgan bir kağıt uçak ile umutla dolduğumuz anlar hissedilirken, bu günün belirsizliği ile gittikçe silikleşen, yok olan lekelere dönüşüyor resim. Bazense çocukluğumdan beri ziyaret ettiğim salıncak ile geçmişe bakıyorum.
İç sesimin anlamla anlam-üstü arasında gidip gelen doğası, resimlerimde de soyutla gerçek, umutla umutsuzluk, neşe ile korku arasında düalitelere dönüşüyor. Bu hal resim yaparken tekniğe de yansıyor. Yüzeye hükmetmekle teslim olmak arasında gidip gelen bir diyaloğa alan açıyor.''
''By choosing every place as the subject of my works, I create images that can best describe the emotion I want to make the viewer feel by turning to every place and drawing the viewer into my world. I transfer this image sometimes onto canvas with oil paint, sometimes with ink on cheesecloth, sometimes on paper, sometimes by using photography and video techniques by looking through the viewfinder. In each exhibition, I bring together different mediums and take the viewers into my world with the invitation of words, sounds and images. In this world inside me, there are objects with the eyes of a woman demanding conscience and justice, evocative images of the times we witness in this society we live in, and various disguised forms of domination.
While children's parks, quiet seasides, abandoned objects exist in our world with their functions, I focus on sadness, past and memory, which is what an empty row of hangers or abandoned shoes evoke in our minds. While the moments when we were filled with hope with a fragile paper plane flying unharmed through the dust and smoke are felt, the picture turns into spots that gradually fade and disappear with the uncertainty of this day. Sometimes I look back to the past with the swing I have been visiting since my childhood.
The nature of my inner voice, which oscillates between meaning and supra-meaning, turns into dualities between abstract and real, hope and despair, joy and fear in my paintings. This state is also reflected in the technique while painting. It opens a space for a dialogue between dominating and surrendering the surface.''
Uzadıkça Daha Yakın
Merdiven Art Space 2021
''İki kadının kişisel hikayelerini, yüz yüze bakmadan şefkatle, özenle, cesaret, samimiyet ve içtenlikle paylaştıkları bu anlardan oluşan “Uzadıkça Daha Yakın”, mahrem bir dayanışmanın tezahürü olarak şekilleniyor. Çalışma, karakalem saç örme ritüelinin tekrarlarıyla kurgulanmış bir animasyon-video olarak izleniyor. Fulya Çetin’in desenlediği 517 adet resimden oluşan video da saçlar birbirine düğüm oluyor, bağlanıyor, eller saçlarla temas ediyor, örgü şekilleniyor, uzuyor ve her seferinde bu döngü yeniden başlıyor. Sanatçı, bağ kurmanın, diyaloğun ve yakınlaşmanın meditatif derinliğini duyumsarken, bu imgeyi tekrar tekrar çizerken kendisinde yarattığı şifanın da etkisini yansıtıyor.''
DERYA YÜCEL
Dağların Taşların Ağladığı Gün
Atonal 9 - Barın Han 2019
Küratör: Bengü Gün
''Fulya Çetin de, yalnızca kullandığı malzeme ve mecraların içkin dilinde değil ele aldığı meselelerin derin politiğine de uygun bir mesafe alarak unutmanın, hatırlamanın ve tanıklığın imkan(sız)lığını dile getiriyor.
Sanatçı, bilinçaltına itilmiş toplumsal travmalarla ve telafisi mümkün olmayan bir geçmişin yüküyle bağ kuran, kolektif belleğin faillerinin bilincinde ve mağdurlarıyla ortak acıyı paylaşan, temsil edilemez olanı kamusal alana taşıyan bir tanık olarak karşımıza çıkıyor.
“Dağların, Taşların Ağladığı Gün” dünde yitirilen ne varsa geri getiremese de yitirilmiş olanı hafızaya geri çağırırken yarına karşı iyimser olmayan bir umudu bu “gün”de yakalamaya çalışıyor.
DERYA YÜCEL
Havaya Karışan
Depo - İstanbul
2015
''İç sesin anlamla anlam-üstü arasında gidip gelen doğası, Fulya Çetin’in resimlerinde de soyutla gerçek, umutla umutsuzluk, neşe ile korku arasında düalitelere dönüşmüş. Neredeyse elimizi uzatsak ateşini hissedeceğimiz, cayır cayır yanan bir ev kadar gerçekçi bir andan, gözümüzün önünden geçip giden bir şeyin soyutluğuna, ya da karanlıktan dumandan flulaşmış bir bitki dalına geçiyoruz. Ya da bir yangının arasından yine de alev almayarak geçen kağıt uçağın yanından geçip, bir kıyamet sonrası anı gibi denizde dubalara dizilmiş insanların kuşkulu, tedirgin haliyle baş başa kalıyoruz.''
DİLEK AYDIN