top of page

özge enginöz

sanatçı 1981’de Balıkesir’de doğdu. 2004-2010 Yıldız Teknik Üniversitesi, sanat ve tasarım fakültesi bileşik sanatlar bölümünden mezun oldu. üniversite döneminde Avusturya ve Bulgaristan olmak üzere farklı atölye çalışmalarına katıldı. 2010’da Remo Salvadori’nin “İstanbul’da yaşıyor çalışıyor” 2010 Avrupa kültür başkenti projesine katıldı, yine aynı dönemde Almanya’da sanatçı İrene Paetzug ile atölye çalışması yaptı. Valentin Hertweck ile Berlin’deki Gitte Weise Galeride düzenlenen sanatçının performansına katıldı. üniversiteden sonra 2011-2013 döneminde İstanbul’da Borusan Art Center’da iki senelik atölye programına seçildi. İstanbul’da 6 kişisel sergi açtı. aynı zamanda, İstanbul’da ve yurtdışında çeşitli konuk sanatçı programları ve atölye çalışmalarına katıldı.

 

Özge Enginöz sanat pratiğinde resim, heykel, seramik, video gibi farklı disiplinlerle çalışıyor. bu pratikte kolaj tekniği çalışmalarının temelini oluşturuyor. sanatçı kolajı tuvale taşıdığı, hazır nesne ve üç boyutlu imgelerle birlikte kullandığı çalışmalar da üretiyor. bununla birlikte “hasar” kavramı üzerine çalıştığı son dönemki işlerinde, yüzeyler ve materyaller üzerinden, fiziki hasarlara yaralara, kalıcı izlere, yanma, yok olma, bozulma, kül olma gibi süreçlerin sonuçlarına odaklanıyor.

‘’Diğer her şey gittiği zaman kaybolanda zenginleşirsin.’’ R.Solnit
 

Zamanla yok olan tuval serisi çalışmalarım pandemi sonrasında ürettiğim kolaj serimin bir devamı niteliğinde. “Hasar” kavramı üzerine çalıştığım son dönemki işlerimde, yüzeyler ve materyaller üzerinden, fiziki hasarlara yaralara, kalıcı izlere, yanma, yok olma, bozulma, kül olma gibi süreçlerin sonuçlarına odaklandım. Pandemi sonrasında zihinsel bağlamda kökler, aidiyetler, inançlar ve varoluşun derin anlamlarıyla yüklü kavramlar üzerine de çalıştım.

Ev ile kurduğumuz ilişki, evin anlamı, hafızası, bedenimizin ev ve köşeleriyle kurduğu birlikteliği irdelediğim resimlerimde, evin manzaradan çok bir ruh hali olduğunu göstermek istedim. Evin Yalnızca dış cepheden oluşsa bile iç selliği dile getirmesi, görme ve hafızanın başladığı yer olmasının ötesinde hayatlarımızın geçiciliğini ve kırılganlığını sembolize ederken aynı zamanda düşlerimiz ve anılarımız için bütünleştirici bir gücü temsil ediyor.

bottom of page